29 Aralık 2013 Pazar

ÖMRE ALFABE

AŞK yeni bir rüzgâr şimdi de, umudun sevinciyle sevdayı almış yedeğine
BEDEN geçen yıllar kadar dayanabilecek mi bugünlerin zulmüne
COŞKU çocukluk günlerimin ateşiyle kavursun isterdim geleceğimi
ÇOK mu oldu kaç bin yıldır sevda sözlerini unutuşum, unutulmuşluğum
DAHA önce de sormuştun: Kalbim, kavuşma ile ayrılıkların iki ucunda
ELVEDA öpücüğü olarak dururken ömrüm, bir sevda ile karasevda arasında
FARK elbette renginde, kim bilmez ki acısını yalnızlığın ve de hüznün
GÜN kavuşurken çıkıyorum işte yeni bir güne, cebimde yıldızlar ve sana özlemim
HİÇBİR çiçek konuşmuyor benimle, unuttum zamanın dilini
ISSIZLIK neye dönüşür peki, yüreğime gözlerinin gölgesi düştüğünde
İŞTE asıl işkence budur, sevişmek değil seninle, delice sevmek seni
KAR hiç durmasın isterdim, yalın ayak bir sokaktan geçip gidiyorken günler
LACİVERT bir hırka al demiştim rüzgâra, gün ışığı uğramasa da pencerene
MÜMKÜN mü dağ dursa, gitse ay, kalsa ayşığı, gelse sonsuzluğun sevinci
NE mi kalmıştı biten bir aşktan, karasevdaya ve anılara dair
O günleri şimdi kıskanıyor zaman, günlerim diyor ne büyük hayalimdi
ÖLÜM anayurdunu mu aramakta hâlâ
PAS yedi kendisini, ben kaldım acılarım ve sevinçlerimle
RÜZGÂR küs dursun bugün, memelerinin aleviyle sar bedenimi
SÖZ nereye uçar, yazılsam ayrılığın menziline, yalnızlık nereye ve acılar
ŞEFFAF bir şehvete yazıldım, et ölsün, kemik önce çürüsün, sonra o da
TAN doğanda yanan alevdim, külü genç günlerimden damıtılmış
UMUT küf tutmaz ama, yürek paslanıp çürüse de ırmak döner kaynağına
ÜZÜNTÜ uzun yaşamaların çakıl taşıdır, ecel sayılı günlerde gelse de
VE günlerce alevini emzirdim cinnetin, şimdi uzaktayım rüzgârımdan bile
YÜREK kırlangıç karası öfkede, yüz bembeyaz uçurumunda anıların
ZAMAN geçiyor, dün giden günlerin sırtındaydı, bugün gelecek günlerin yelesinde...


26 ARALIK 2013, BİRGÜN

Hiç yorum yok: