28 Mayıs 2015 Perşembe

KARINCAEZMEZ ŞEVKİ

 Bir kadehe değse eli
 hicran eli uzak eli
 su rakıya dönüşür
 rakı kırmızıya

 Bütün maçlarını kazanmıştır Galatasaray
 Karıncaezmez Şevki şampiyon

 Bir sözcüğe değse eli
 hüzün eli yakın eli
 ses sarıya dönüşür
 söz kırmızıya

Bütün maçlarını kaybetmiştir Galatasaray
Karıncaezmez Şevki yine şampiyon

(Bağışla Ziyanımı, Islık Yayınları, 2014)


28 MAYIS 2015, BirGün

BİR METAL GREVİ

Kemal Türkler, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) başkanı iken Genel Sekreterlik görevinde bulunan Kemal Sülker, “Türkiye’de Grev Hakkı ve Grevler” başlıklı çalışmasında, (Gözlem Yayınları, 1976) metal işkolunda yaşanan bir olayı anlatır.
Bu, aynı zamanda yaklaşık elli yıllık bir zaman diliminde işçi sendikaları ile işçilerin ibretlik bir öyküsüdür de…  
Sülker’in de altını çizdiği gibi Türkiye Maden-İş Sendikası, üyelerinin çoğunlukta bulunduğu işyerlerinde çalışma barışını kurmak, işçilerin ekonomik - sosyal haklarını korumak ve yeni çıkarlar sağlamak için kurulmuş bir işçi örgütüdür.
Adapazarı’nda kurulu Ziraî Donatım Kurumu Aletler ve Makineleri Fabrikaları Müessesesi’nde çalışan işçiler için toplu sözleşme çağrısında bulunur.
İşveren, Türkiye Madenî Eşya Sanayicileri Sendikası’na (MESS) üye olduğunu ve kendi adına toplu sözleşme görüşmelerine  yetkili olduğunu bildirir.
Türkiye Maden-İş Sendikası da buna dayanarak MESS’le yaptığı görüşmelerde karşısında Adapazarı Ziraî Donatım Müessesesi’nin de bulunduğunu göz önünde tutar.
Ve 1963 yılının sonunda Türkiye Maden-İş Sendikası ile MESS arasında uyuşmazlık çıkar.
Uzlaştırma Kurulu oluşturulur.
Fakat MESS, Uzlaştırma Kurulu kararını kabul etmeyecektir.
Bunun üzerine sendikanın grev hakkı yasallaşır.
Ziraî Donatım Kurumu’na bağlı Adapazarı Müessesesi ise lokavt kararı alacaktır. Çünkü müessese, MESS’e üye olduğu için, toplu sözleşmeyi imzalamak istemiyordur.
Ancak o yıllarda İstanbul’da sıkıyönetim vardır.
Grev ve lokavtların uygulanması izne bağlıdır.
Fakat Sıkıyönetim Komutanlığı, Adapazarı’ndaki grev ya da lokavta karışmayacağını açıklayan bir yazıyı sendikaya bildirir.
Bunun üzerine sendikanın o zamanki Genel Başkanı Kemal Türkler (saygıyla anıyoruz) bir bildiri ile işçileri greve çağırır.
İşçiler de 11 Haziran 1964’te, saat 16.20’de işlerini topluca bırakırlar.
Sonunda grev mahkemeye taşınacak, Yargıtay Dokuzuncu Hukuk Dairesi’nin konuyu incelemesinden sonra işçiler haklarını alacaklardır.
Bir hatırlatma:
Ülkemizde grev hakkı, 1963 yılında yasalaşmıştır. Ancak işçilerin grev hakkını elde etmesinden sonra, özellikle sağ iktidarların uygulamaları bu hakkın işçiler aleyhine kullanabildiğini gösterecektir.
Otomotiv olayına bir de bu açıdan bakmakta yarar var.



28 MAYIS 2015, BirGün

24 Mayıs 2015 Pazar

ATEŞLE...

-Otomotiv işçilerine...

Öfkene avlanma, acıya alışmalısın
ustan ki balataları yağlarken daha dün
parmaklarından akan kanla sarmıştı
umudun ve inancın yaralarını

Günlerden direniş bugün
çalıştır “ateşleme sistemi”ni
mavi tulumun çoğaltsın gökleri

Günlerden direniş bugün
vidalarını yağla fren sisteminin
nasırlı ellerin uyandırsın denizleri

Gücüne güç kattı işte
gece vardiyası da
seninle yürüyor zaman
çünkü sensin umman

Alınterindir şimdi acıyı onaran

Günlerden direniş bugün
korkuya aldanma
mavi tulumun derlesin afişleri

Günlerden direniş bugün
direnişinde boğulacaktır
sarı sendika
ve alınterini çalan bezirgân

Bak nasıl onurunla bezendi
bütün fabrika

Öfkene avlanma, acıya alışmalısın
ustan ki emekin kaportasında daha dün
damarlarından sızan terle onarmıştı
hayatın melhem tutmaz yaralarını

Ateşle, bir daha kırılsın korkunun dalları

21 MAYIS 2015, BirGün


14 Mayıs 2015 Perşembe

MAYMUN YARGIÇ OLURSA…

Kurt ile tilki komşu
yaşıyorlar kardeşçe

Kurt, el sürmüyor
kaz, tavuk, civciv, horoz
tilki ne çalmışsa kümesten

Tilki, pek memnun
kurdun bu hevesinden
pay istemiyor nefsine
kurdun ganimetinden

Gel zaman git zaman
kurt döner çarşıdan
bir de ne görsün
evi dönmüş sahra çölüne

Ne mutfakta kalmış tencere tava
ne salonda sandalye, masa

Kiraya ver evi, öylesine bomboş…

Kurda göre kim yapar bu işi
elbette komşusu kurnaz tilki

Şikâyetçi olur kurt, tilkiden
verir dilekçesini mahkemeye

Köpek kurdun, karga tilkinin 
avukatı olmak ister ama
kabul etmez ikisi de
çünkü birbirlerinden
kuvvetli çeneleri
ayrıca iyi biliyorlar
yasaların gizlerini

Mahkemenin savcısı da kedi

Yargıç maymun açar mahkemeyi
saka kuşu, kertenkele, tavşan
güvercin, aslan, fil, kurbağa
ne kadar hayvan varsa seyirci

Önce kurt söz alır:
“Bu tilki, yağmaladı evimi”


Tilki, karşılık verir:
“Niye talan edeyim evini
asıl bu hain kurt
boşalttı kilerimi.
Bulamadığı için
boğazına göre  kuzu
çaldı güzel horozumu
asın bu yalancı kurdu
kurtulsun hırsızdan
hayvanların anayurdu”

Maymunun başı dertte
kara kitaba bakar
ak kitabı karıştırır
bir saat sonraya
tatil eder mahkemeyi

Sonunda verir hükmünü:
“İkiniz de ünlüsünüz ülkede
şimdiye dek yaptıklarınızdan.
Para cezası verdim bu yüzden
kurt, sen soyulmadığın halde
mahkemeyi meşgul ettin
sana gelince kurnaz tilki
hırsızlık yapmışsındır vallahi!”

Yukarıdaki şiir geçenlerde Can Çocuk Yayınları” arasında çıkan “Kuyruklu Hayvan Masalları” şiir kitabımdan... Nar Düştü Kar Üstüne, Kurabiye Ev, Kırmızı Kanatlı Kartal, Kar Üstünde Beyaz Bulut, Biri Dev Biri Pire, Bez Bebekle Kuklası kitaplarından sonra bu yedincisi...
Çocuklar için yazmak çok güzel, çocuklar okuyor çünkü...


TEŞEKKÜR

“Islık Yayınları” arasında çıkan “Bağışla Ziyanımı” kitabım, bu yıl 70. verilen Yunus Nadi Şiir Ödülü’ne değer görüldü. Bu vesileyle gerek e-mail ile, gerekse telefonla kutlayan, ama sağlığım elvermediği için tek tek yanıt veremediğim arkadaşlarıma, dostlarıma, okurlarıma teşekkür ederim. “Bağışla Ziyanımı”ndan tadımlık:

ANAHTAR

Suya vuran ayışığı bildim seni
anıların kilidini açan anahtar

Anılarda kilitli kaldı ruhum şimdi

14 MAYIS 2015, BirGün