28 Mayıs 2015 Perşembe

BİR METAL GREVİ

Kemal Türkler, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) başkanı iken Genel Sekreterlik görevinde bulunan Kemal Sülker, “Türkiye’de Grev Hakkı ve Grevler” başlıklı çalışmasında, (Gözlem Yayınları, 1976) metal işkolunda yaşanan bir olayı anlatır.
Bu, aynı zamanda yaklaşık elli yıllık bir zaman diliminde işçi sendikaları ile işçilerin ibretlik bir öyküsüdür de…  
Sülker’in de altını çizdiği gibi Türkiye Maden-İş Sendikası, üyelerinin çoğunlukta bulunduğu işyerlerinde çalışma barışını kurmak, işçilerin ekonomik - sosyal haklarını korumak ve yeni çıkarlar sağlamak için kurulmuş bir işçi örgütüdür.
Adapazarı’nda kurulu Ziraî Donatım Kurumu Aletler ve Makineleri Fabrikaları Müessesesi’nde çalışan işçiler için toplu sözleşme çağrısında bulunur.
İşveren, Türkiye Madenî Eşya Sanayicileri Sendikası’na (MESS) üye olduğunu ve kendi adına toplu sözleşme görüşmelerine  yetkili olduğunu bildirir.
Türkiye Maden-İş Sendikası da buna dayanarak MESS’le yaptığı görüşmelerde karşısında Adapazarı Ziraî Donatım Müessesesi’nin de bulunduğunu göz önünde tutar.
Ve 1963 yılının sonunda Türkiye Maden-İş Sendikası ile MESS arasında uyuşmazlık çıkar.
Uzlaştırma Kurulu oluşturulur.
Fakat MESS, Uzlaştırma Kurulu kararını kabul etmeyecektir.
Bunun üzerine sendikanın grev hakkı yasallaşır.
Ziraî Donatım Kurumu’na bağlı Adapazarı Müessesesi ise lokavt kararı alacaktır. Çünkü müessese, MESS’e üye olduğu için, toplu sözleşmeyi imzalamak istemiyordur.
Ancak o yıllarda İstanbul’da sıkıyönetim vardır.
Grev ve lokavtların uygulanması izne bağlıdır.
Fakat Sıkıyönetim Komutanlığı, Adapazarı’ndaki grev ya da lokavta karışmayacağını açıklayan bir yazıyı sendikaya bildirir.
Bunun üzerine sendikanın o zamanki Genel Başkanı Kemal Türkler (saygıyla anıyoruz) bir bildiri ile işçileri greve çağırır.
İşçiler de 11 Haziran 1964’te, saat 16.20’de işlerini topluca bırakırlar.
Sonunda grev mahkemeye taşınacak, Yargıtay Dokuzuncu Hukuk Dairesi’nin konuyu incelemesinden sonra işçiler haklarını alacaklardır.
Bir hatırlatma:
Ülkemizde grev hakkı, 1963 yılında yasalaşmıştır. Ancak işçilerin grev hakkını elde etmesinden sonra, özellikle sağ iktidarların uygulamaları bu hakkın işçiler aleyhine kullanabildiğini gösterecektir.
Otomotiv olayına bir de bu açıdan bakmakta yarar var.



28 MAYIS 2015, BirGün

Hiç yorum yok: