Kemal
Türkler, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) başkanı iken Genel
Sekreterlik görevinde bulunan Kemal Sülker, “Türkiye’de Grev Hakkı ve Grevler”
başlıklı çalışmasında, (Gözlem Yayınları, 1976) metal işkolunda yaşanan bir
olayı anlatır.
Bu, aynı
zamanda yaklaşık elli yıllık bir zaman diliminde işçi sendikaları ile işçilerin
ibretlik bir öyküsüdür de…
Sülker’in de
altını çizdiği gibi Türkiye Maden-İş Sendikası, üyelerinin çoğunlukta bulunduğu
işyerlerinde çalışma barışını kurmak, işçilerin ekonomik - sosyal haklarını
korumak ve yeni çıkarlar sağlamak için kurulmuş bir işçi örgütüdür.
Adapazarı’nda
kurulu Ziraî Donatım Kurumu Aletler ve Makineleri Fabrikaları Müessesesi’nde
çalışan işçiler için toplu sözleşme çağrısında bulunur.
İşveren,
Türkiye Madenî Eşya Sanayicileri Sendikası’na (MESS) üye olduğunu ve kendi
adına toplu sözleşme görüşmelerine
yetkili olduğunu bildirir.
Türkiye
Maden-İş Sendikası da buna dayanarak MESS’le yaptığı görüşmelerde karşısında
Adapazarı Ziraî Donatım Müessesesi’nin de bulunduğunu göz önünde tutar.
Ve
1963 yılının sonunda Türkiye Maden-İş Sendikası ile MESS arasında uyuşmazlık
çıkar.
Uzlaştırma
Kurulu oluşturulur.
Fakat
MESS, Uzlaştırma Kurulu kararını kabul etmeyecektir.
Bunun
üzerine sendikanın grev hakkı yasallaşır.
Ziraî
Donatım Kurumu’na bağlı Adapazarı Müessesesi ise lokavt kararı alacaktır. Çünkü
müessese, MESS’e üye olduğu için, toplu sözleşmeyi imzalamak istemiyordur.
Ancak
o yıllarda İstanbul’da sıkıyönetim vardır.
Grev
ve lokavtların uygulanması izne bağlıdır.
Fakat
Sıkıyönetim Komutanlığı, Adapazarı’ndaki grev ya da lokavta karışmayacağını
açıklayan bir yazıyı sendikaya bildirir.
Bunun
üzerine sendikanın o zamanki Genel Başkanı Kemal Türkler (saygıyla anıyoruz)
bir bildiri ile işçileri greve çağırır.
İşçiler de
11 Haziran 1964’te, saat 16.20’de işlerini topluca bırakırlar.
Sonunda grev mahkemeye taşınacak, Yargıtay
Dokuzuncu Hukuk Dairesi’nin konuyu incelemesinden sonra işçiler haklarını
alacaklardır.
Bir hatırlatma:
Ülkemizde grev hakkı, 1963 yılında
yasalaşmıştır. Ancak işçilerin grev hakkını elde etmesinden sonra, özellikle
sağ iktidarların uygulamaları bu hakkın işçiler aleyhine kullanabildiğini
gösterecektir.
Otomotiv olayına bir de bu açıdan bakmakta yarar
var.
28 MAYIS 2015, BirGün
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder