26 Ocak 2012 Perşembe

KİŞİSEL BİR ANAYASA

Kitaplar anayasayı şöyle tanımlıyor: Bir devletin yapısını, örgütlenişini, temel organlarının görev ve yetkilerini, bireylerin devlet karşısında hak ve özgürlüklerini düzenleyen kuralların tümü...
Anayasa sözcülüğünü ilk kez kullanan da Aristoteles...
Üstat, “Poetika” adlı kitabında devletleri monarşiler, diktatörlükler, aristokrasiler, oligarşiler ve demokrasiler olarak sınıflandırırken “anayasa” sözcüğünü de kullanmıştır. Ona göre “anayasa”, devlette güçler üzerinde düzenleyici bir direktif niteliği taşır ve devletin özüdür.
Burada “anayasa”nın bütün bir tarihini özetlemeye niyetim yok.
Ama şunu da söylemekte yarar var: Dünya üstünde ilk yazılı “anayasa”, 1787’de kaleme alınan, 1788’de on bir eyaletçe onaylanarak 1789 yılında yürürlüğe giren ve temelde bugüne kadar değiştirilmemiş bulunan ABD Anayasası...
Ardından da 1791 Fransız Anayasası gelmiş...
Anayasanın bir özelliği de kalıcı olup bizimki gibi sık sık değiştirilmemesi...
Bir de “çağdaş insanın kendisi için, kendi kendine yazabildiği anayasa” var.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, böyle bir anayasayı, 1997 yılında, yani tam 15 yıl önce 12 madde halinde bir broşür olarak yayımlamıştı.
Bu yıl öyle görülüyor ki, anayasa tartışmaları ile geçecek.
“Yeni anayasa” tartışmalarına katkısı olur dileğiyle bir kez daha okumakta yarar var diye düşünüyorum.
“1. “Bugün ülkem için ne yaptım” sorusu kadar anlamlı bir soru yoktur. Bu sorunun en güzel yanı özeleştiri olanağı da sağlamasıdır.
2. Kendimi eğitmek için, bana sunulanların değerli oldukları kesin ama; ben yine de doğru ve bilimsel kaynaklara, bilgilere, araştırmalara ulaşmak için özgürüm.
3. Yetişkin olmam çocuk hakları, kadın olmam işçi hakları için bayrak açmamamı gerektirmez.
4. Tüketim toplumunda yaşıyorum. Bunun için derin dondurucuya atılmış bilgiler değil, taze bilgiler istiyorum.
5. Ölmeden önce kesinlikle bir kitap yazmak zorundayım. “Yurttaşlık Bilgisi” kitabı. Torunlarımın gereksinimi olabilir!
6. Bireyim. Kendimi tüm öteki bireylerin yerine koyacak kadar.
7. Bulanık suda balık avlamayan partilere oy veririm; balık benim.
8. Bir önceki maddede “balık benim” dedim ama, bu hep balık kalacağım anlamına gelmez. Bir gün bir siyasi partiye girebilirim. Bulanık sulara ağ atmayan bir partiye!
9. Bütün kutsal kitapları ilgiyle okurum. Ben de o çağlarda o kitapları öyle yazardım.
10. Hoşgörülüyüm, ama bunu hoş görünmek için yaptığım sanılmasın sakın!
11. Yeryüzündeki bütün sanatçılara hayranım, çünkü onlar beni donandırdılar.
12. Bunları yazarken Türkçe’nin ne kadar güzel bir dil olduğunu algılıyorum.
Kalıcı Ek Madde: Çağdaş olabilmek için herkes, her gün bu anayasaya bir madde daha eklemelidir.”
Ve ben bugün için, Sait Faik’in affına sığınarak kendi adıma bir madde ekliyorum:
“Sevmek, bir insanı sevmekle başlar her şey.”
Bir madde de siz ekleyin, sizin de kendinize özgü bir anayasanız olsun...
Üstelik değiştirilmesi yalnızca sizin elinizde olan...

ŞAİRİN NOT DEFTERİ

* İdefix Sanal Kitap Fuarı boyunca süren Yazar Ormanı anketinin sonuçları belli oldu. Daha önce yine verdikleri oylarla Yaşar Kemal ve Nâzım Hikmet adına iki orman kuran İdefix üyeleri, bu kez Sabahattin Ali’yi seçtiler. Orman, Nisan 2012’de ÇEKÜL ve İdefix’in birlikte belirleyeceği bir alanda yeşerecek.
* İki aylık edebiyat dergisi NOTOS, 31. sayısında Latin Amerika Edebiyatı’nı mercek altına alıyor. Borges’ten Luis Bunuel’e Latin dünyasının edebiyata katkısını sorgulayan dergi, bu kapsamlı dosyasını 32. sayısında da sürdürecek…
* Kültürel ve doğal mirasın korunarak geleceğe aktarılması için 21 yıldır çalışan ÇEKÜL (Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı) bölge ve havza ölçeğinde bütüncül kültürel korumanın sağlanması için yedi faaliyet gösterdiği Gaziantep’te, geçen günlerde “Metin Sözen Eğitim ve Kültür Merkezi”ni açarak çalışmalarını sürdürmekte…

İNADINA ŞİİR

Bütün sırlarım aşikârdır senden
sırdaşın olmamı isteme benden

26 OCAK 2012, BİRGÜN

Hiç yorum yok: