Bu yıl 526 sanatçı, 3000 yapıt, 20 ayrı ülkeden 42’si yurt dışı, 48’i yurt içi olmak üzere 90 çağdaş sanat galerisi ile birlikte birçok paralel etkinlik ve projeye ev sahipliği yapacak çağdaş sanat fuarı “Contemporary İstanbul” bugün başladı.
Altıncısı düzenlenen fuarı, 27 Kasıma kadar İstanbul Kongre Merkezi, Fuar Alanı ve İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı Rumeli Salonu’nda 1000’den fazla uluslararası koleksiyoner ile 60 binden fazla ziyaretçiyi konuk etmesi bekleniyor.
Türk çağdaş sanatının yanında çevre ülkelere de ev sahipliği yapacak fuar, bu yıl “New Horizons - Yeni Ufuklar” bölümünde Körfez Bölgesi ülkelerinden galeri, sanatçı, küratör ve sanat eleştirmenlerine yer veriyor.
Fuarda bu yıldan başlayarak “Küratöryel Sergi” bölümü de yer alıyor; böylece katılımcı galeri sanatçılarının yapıtları “Contemporary İstanbul” desteğiyle genç bir küratör tarafından bir araya getirilecek ve oluşturulan seçki galeri sergileme alanlarının dışında sergilenecek...
Contemporary İstanbul’da Komet’in 70. yaşı tablo, video seçkisinden oluşan ve sanatçının ilk kez sergilenecek 27 yapıtına yer verilen ‘O Değilse Başkasıdır’ – ‘Esrarengiz’ başlıklı bir sergiyle kutlanıyor.
“Komet” adıyla maruf Gürkan Coşkun” ile arkadaşlığımız onun akademi, benim üniversite yıllarına dayanıyor.
Ressamdır, kâğıdı, tahtayı, halıyı da boyamıştır. 1960-2007 arasında yazdığı şiirleri “olabilir olabilir” başlığı altında bir kitapta toplamıştır. Çocukluğundan beri biriktirdiği “ultra-modern” dediği efemera parçalarını da sergilemiştir. Felsefe de sanat gibi merak konusudur.
Hayat adamıdır, eylemci, duygusal, heyecan çağlayanıdır.
60’lı yılların sonlarında ABD Altıncı Filosu sık sık İstanbul’a gelmektedir. Her gelişinde 68 Kuşağı gençleri filoyu protesto etmektedirler. Komet de Beyoğlu’na her çıkışında bir ABD askeri görünce kepini alıp kaçmaktadır, kendi dediği gibi “leylek” yürüyüşü ile…
Yine böyle bir akşam koşarak Asmalımescit’te Refik’in meyhanesine girdi. Ardından da o zaman “Fruko” tabir edilen iki toplum polisi…
Ben de meyhaneye yeni girmişim, pardesümü asıp masaya oturacağım. Komet beni görünce kuş misali hemen pardesümün altına saklandı. Polisler meyhaneyi şöyle bir kolaçan ettikten sonra çıktılar.
Pardesüm ile Komet’i polislerin elinden kurtarmıştım.
Bir günlermiş o günler de… Komet’e nice yıllar diliyorum.
O yıllardan iki dizesi de bu yazının son noktası olsun:
“Ne geçmişimiz kaldı size verecek
Ne de gelecek bir kış içinde üşünecek”
ŞAİRİN NOT DEFTERİ
* Tahtakale, Türk kentlerinin çoğunda, surla çevrili alanın dışında kalan yerleşimler için kullanılan bir sözcük. Anadolu’da “toprak” kaleler var, mesela Urfa Siverek’te… Ama “tahta” kale pek yok. Peki, İstanbul’daki “Tahtakale” neyin nesi? Bir zamanlar “tahta” işleri yapıldığı için mi, yoksa kent surları dışında kaldığından mı adı “kale”ye çıkmış bulunmakta…
* TÜYAP Kitap Fuarı bu yıl da sona erdi. 600 yayınevinin katıldığı fuarda yüzlerce kitap, okurların beğenisine sunuldu. Öne çıkan kitapların listeleri yapıldı. Bunca şiirin yazıldığı, şairlerin de etkinliklere katıldığı fuarda hiçbir şiir kitabının listelerde yer almaması ilginç ve tuhaf değil mi?
* Çalışma Bakanı ve Sosyal Güvenlik Bakanı “müjde”yi verdi: Emeklilerin intibak yasası önümüzdeki yılın ilk altı ayında çıkacak; ödemeler 2013’te yapılacak… Alacakları zam da 10-200 lira arasında. Mehmed Kemal boşuna mı söylemiş: Umut fakirin ekmeği, ye Memet ye…
İNADINA ŞİİR
Hayatta hiç arkadaşı olmadı
yalnızlığından başka…
24 KASIM 2011, BİRGÜN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder