Halil Soyuer anılarını ballandırdığı “Şair
Dostlarım”da (Türk Edebiyat Vakfı), konuşma özürlü, onun deyişi ile “kekeme”
iki şairin spiker sınavına nasıl girdiklerini anlatmaktadır,
Yıl 1960, aylardan temmuzdur.
Ümit Yaşar Oğuzcan, bir kitabının baskı işi için
İstanbul’a gelmiştir.
Özdemir Asaf, ilk eşi Sabahat Selma Tezakın'ın ailesinden
kalan mirastan payına düşen ile Cağaloğlu'nda Molla Fenari Sokak'ta bir matbaa
kurmuştur.
Burada “Yuvarlak Masa Yayınları” adı altında kendi
kitaplarını da basmaktadır.
Ümit Yaşar bir öğleden sonra Cağaloğlu’nda Özdemir
Asaf’a uğrar.
Akşama Beyoğlu’nda Fitaş sineması içindeki bir
birahanede buluşmak üzere anlaşırlar.
Akşam olur, kararlaştırılan saatte Ümit Yaşar o
birahaneye gider.
Özdemir Asaf, birahanede o yıllarda “Cumhuriyet”
gazetesinde çalışan gazeteci Özer Öztep ile oturmaktadır.
Bira faslı başlar.
Gecenin bir vaktinde başlarının üstündeki radyodan (O
zamanlar televizyonlar nerede?) bir haber duyarlar.
Haberde İstanbul radyosuna erkek spiker alınacağı
bildirilmektedir.
İki şair ve bir gazeteci o an spiker olmak için açılan
sınava girmeyi kararlaştırırlar.
Ertesi gün saat 10.00’da dilekçeleriyle Elmadağ’daki
Radyoevi’nin önünde buluşmak için sözleşirler.
Fakat üçü de kekemedir.
Özdemir Asaf, (R) harfini söyleyemez.
Örneğin “yavrum” derken “yavyum” demektedir.
(Özdemir Asaf’ın konuşmasıyla ilgili bir anekdotu da
yazının düzenini bozmadan buraya sıkıştıralım.
Nüfus sayımı yapılmaktadır.
İlgili memurlar Özdemir Asaf’ların evine gelir.
Asaf’a soyadını sorduklarında, (asıl soyadı Arun’dur)
ikinci eşi Yıldız Moran’a dönecek, “Hanım benim soyadım nedir?” diyecektir.)
Üç ahbap sabah Radyoevi önünde buluşurlar.
27 Mayıs olmuştur ve Radyoevi’nde askeri komutanlık
vardır.
Komutanı görmek isterler.
Kapıdaki astsubay bunların yanına bir asker vererek
komutana gönderecektir.
Komutan da Radyoevi Müdürü Salih Beye havale eder.
Salih Beyin yanına giderler.
Salih Bey dilekçelerini okuyunca bir şey demez ve
kalkar odasından çıkar.
Biraz sonra odaya, o tarihte Radyoevi müdür yardımcısı
olan şair Baki Süha Ediboğlu girecektir.
Üçünü de yakından tanımaktadır.
Başlar kahkahayla gülmeye.
“Yahu arkadaşlar” diyecektir, “siz bir kere üçünüz de kekemesiniz.
Nasıl olacak bu iş? Spikerlik sınavına nasıl gireceksiniz?”
Ümit Yaşar hemen sözü alır:
“Baki Bey, radyodaki ilanınızda yayımlanan şartlar
içinde kekeme olanlar sınava giremez diye bir kayıt yok.”
Sonraları sınav işi sorulduğun da üçü de “Askeri
idarede adamımız yoktu, o nedenle bizi kabul etmediler” diyecektir.
20 NİSAN 2017, BirGün
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder