5 Nisan 2013 Cuma

BELGRAD ORMANINDA TALAN


Tiryakisi bilir, nargile içmenin dört ana koşulu vardır: Şişe, köşe, Ayşe ve meşe… Yani nargilenin şişesi iyi olacak, sakin bir köşede içilecek, tütününü güzel bir hatun saracak ve ateşinde meşe kömürü yanacak…
Meşe, yüzyıllardır kutsal bir ağaç olarak biliniyor. Meyvesi olan palamudun özel güçlere sahip… Meşe palamudundan yapılan tılsımların, kolera gibi hastalıklara iyi geldiğine; uzun ömürlü meşe ağacının insanlara uzun ömür vereceğine ve üzerinde meşe palamudu taşıyan kimsenin hiç yaşlanmayacağına inanılıyor.
Ülkemizde doğal olarak yetişen 18 adet meşe türü var.
Dünyada ise yaklaşık 400 adet meşe türü bulunmakta...
Meşe ormanları, Türkiye ormanlarının yüzölçümüne bakıldığında çam ormanlarından sonra ikinci sırada yer alıyor, bir başka deyişle yaklaşık olarak ormanlarımızın % 25’ini kaplıyor. Bu oran Belgrad ormanlarında yüzde 75. Dolayısıyla Türkiye’nin önemli meşe ormanlarından biri...
Belgrad ormanının zenginliği yalnızca “meşe”leriyle sınırlı değil…
Ormanda 18 memeli türü mevcut.
107,5 ha büyüklüğündeki “Av Üretme Sahası”nda yaklaşık 140 dolayında geyik yaşamakta...
Ayrıca 17 takıma ait 41 familyadan 146 kuş türü saptanmış...
Türkiye’de gözlenen kuş türü sayısının 450 kadar olduğu düşünüldüğünde bu sayının oldukça fazla olduğu söylenebilir.
Belgrad ormanı son 130 yıl içinde üçte bir oranında küçülmüş bulunuyor.
Orman, 1950’de Tarım Bakanlığı’nın isteği üzerine, 3116 sayılı Orman Kanunu’nun 5653-43. maddesi gereğince muhafaza ormanı statüsü kazanmıştı.
Orman günümüzde plansız gelişmenin getirdiği yoğun stresle karşı karşıya.  Ormanda bulunan dinlenme yerlerindeki ağaçların yüzde 60’ı hasta; ileride bu alanlar ağaç ve yeşil dokudan yoksun çıplak alanlar olabilir. Ayrıca hidrolojik denge bozuluyor, yaşlı meşelerde tepe kurumaları görülüyor. Bütün bunlara karşın son yıllarda yapılan yasal düzenlemelerle “yetki karmaşası” içinde olan orman, tehlikelere karşı savunmasız bir biçimde ayakta kalmaya çalışıyor.
ÇEKÜL Vakfı, Belgrad ormanını bu durumundan kurtarmak için bir kampanya başlatmış bulunuyor. Ayrıca Tabiat Kanunu İzleme Girişimi’nin kanun tasarısının yeniden düzenlenmesi için başlattığı “Doğa İçin Ses Ver” imza kampanyasının destekçisi...
Ormanın kurtarılması için gereken önlemler ise şöyle:
Ormanda “Tabiat Parkı” uygulamasından vazgeçilmeli, Belgrad “Muhafaza Ormanı” olarak kalmalı…
Rekreasyonel kullanım koruma anlayışı gözetilerek sınırlanmalı…
İstanbul’un kuzeyi yerleşime açılmamalı…
Ormanın kuzeyinden geçecek üçüncü köprünün yapımından vazgeçilmeli…
Ormanın yönetimi tek elde toplanmalı, sivil toplum örgütleri ile birlikte bir danışma kurulu oluşturularak bilimsel verilerle yönetilmeli…
Rant ekonomisi dur durak bilmiyor. Dereleri kurutuyor, çağlayanları dinamitliyor, dağları parçalıyor, ormanları yağmalıyor.
Yeraltı, yerüstü kaynaklarımız heba ediliyor.
İnsanoğlu, doğasına karşı nasıl bu kadar zalim olabilir?

04 NİSAN 2013, BİRGÜN

Hiç yorum yok: