Asıl adı Ali Ahmet Sait Eşber. Şiirlerinde Adonis adını kullanıyor. Doğumu,
1 Ocak 1930’da Suriye’de Kassabin köyünde. 1956’da Lübnan’a gidiyor ve Beyrut’a
yerleşiyor. 1961’de Lübnan vatandaşlığına geçiyor. Sonrasında Paris’te yaşamını
sürdürmekte.
Günümüz Arap şiirinin en büyük ustalarından...
Türkiye’ye ilk gelişi 1989 yılında. O yıl Özdemir İnce’nin çevirisiyle
“New York’a Mezar” kitabı yayınlanmış, bu vesileyle yaptığım konuşma 11 Kasım
1989’da, o zaman çalıştığım Cumhuriyet’te çıkmıştı.
O konuşmada şiir üzerine şöyle demişti:
“Kendimi Arap olarak iki kültüre kök salmış hissediyorum. Sanırım
Türklerin de durumu budur. Bir yanda Arap-İslam uygarlığı, öte yanda da Batı
kültürü. Kendimi bu iki kültürün dışında göremiyorum. O karşımdaki Batı’nın bir
parçam olduğunu hissediyorum. Batı’yı da benim varlığımın bir öğesi olarak görüyorum.
Eğer bir insan kendisini temelli, derinlemesine tanımak istiyorsa, ötekini, bir
başkasını da tanımak zorunda. Daha doğrusu anlamak zorunda.”
Adonis, 1971’de “Syria-Lebanon Award of the international form”,
1986’da “le Grand Prix des Biennalles international de poesie”, 1995’te de
İstanbul’da Nâzım Hikmet Uluslararası Şiir Ödülü’nü almıştı.
2004’te TÜYAP Kitap Fuarı’nın konukları arasındaydı.
Ünlü şair, 21-23 Mart tarihleri arasında bir kez daha Bornova Şiir
Günleri dolayısıyla onur konuğu olarak İzmir’de...
Yarın, bütün gün Adonis ve Arap şiiri konuşulacak...
Adonis belgeselinin ardından Metin Fındıkçı onun şiirinde kadın ve aşk;
Faris Kuseyri Arap coğrafyasının dışında, Adonis şiirinde başka dünyalar; Şeref
Bilsel Adonis şiirinde Doğu imgesi üzerine konuşacaklar.
Ortadoğu’dan Kuzey Afrika’ya yayılan coğrafyada birkaç yıldır “Arap
Baharı” fırtınası esmekte...
Eski rejimler yıkılmakta, İslami anlayışa ağırlık veren yönetimler iş
başına geçmekte... Bu yüzden Libya, Tunus, Mısır’da savaşlar çıktı; Suriye’de
ise hâlâ sürmekte...
Adonis, bu durumu çeyrek yüzyıl önce görmüş, yukarıda adı geçen konuşmamızda
İslam ile modernite üzerine şöyle demişti:
“İslam ile modernitenin bir arada bulunması mümkün değil. İki ayrı
kutup bunlar. Din olarak İslamlıkta her şey söylenmiş. İnsanın söyleyecek
hiçbir şeyi yok. İslamiyet her şeyi söylüyor ve insana bir şey söyleme izni
vermiyor. Bu çemberin dışına çıkmaya kalktığın zaman da sana kâfir diyorlar,
yani artık mümin olmuyorsun, bir diyalog mümkün değil.”
Yarın Adonis ile bir kez daha buluşacak, şiir üzerine olduğu kadar
“Arap Baharı”nın günümüze yansıması hakkındaki düşüncelerini öğreneceğiz.
Bornova Şiir Günleri yalnız Adonis ile sınırlı değil. Şiir günlerinin
bir başka onur şairi de Ahmet Oktay ile tabii yirmiyi aşkın şair ve yazar...
Bu arada cumartesi
günü Ülkü Tamer ile “Türk Şiirinde Evreler ve Antolojiler” üzerine konuşacağız.
Özellikle İzmirli ve
BirGün okurları davetlimdir.
21 MART 2013, BİRGÜN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder