GÖLGESİ YALNIZLIĞIN…
Orada bekliyordu
her sabah.
Bir özel
bankanın önünde.
Dudaklarının
ucunda filtresiz bir sigara.
Yüreğinde
“sanal” ve “banal” heyecanlar...
Ev kirası...
Bir önceki
geceye kilitlediği yalnızlığı...
Sabahın kapısı
önünde unuttuğu düşleri...
Cüzdanında iki
banka kartı arasına sıkıştırdığı elli lirası...
Kirpiklerinin
ucuna astığı hüznü ile orada bekliyordu her sabah.
O özel bankanın
önünde...
Yüzleri,
karanlığın şehvetiyle aydınlanmış kızlar geçiyordu.
Birden kendisini
bir aydınlık içinde yüzer buluyordu.
Ve okula giden
çocukları görüyordu kibrit kutusu büyüklüğündeki minibüslerin içinde.
Çocukluğunu
düşünüyordu...
Kara önlüklerle
giderdi okula bir dağ yolundan.
Bir ince dere
vardı okulun kapısı önünden geçen.
Çantasını dere
kıyısına bırakır, kurbağa yavrularıyla oynardı.
Suda oynaşan
toplu iğne büyüklüğünde canlılardı kurbağa yavruları.
Siyah, simsiyah
o minik canlılar yine de sığmazdı minik avuçlarına...
Okul bir düştü,
oyun bir düş...
Ne zaman
başlardı okulun zamanı, ne zaman biterdi...
Bilinmezdi.
Okuldan çıkar
çıkmaz o dağ yoluna gizlenmiş kovukta çantalar kale yapılırdı, içine ödev
kâğıtları doldurulmuş bir lastik de top...
Ve maç başlardı.
Güneş, gölgesini
o dağın kayalıkları üzerinden silene kadar devam ederdi maç.
Yenmek ya da
yenilmek...
Hiç önemli
değildi.
Yeter ki, toza
toprağa bulanmış bir top olsun.
Yeter ki,
düşlere yelken açan bir zaman...
Orada bekliyordu
her sabah.
Bir özel
bankanın önünden.
Birazdan bir
minibüs de onun için gelecekti.
Onu alıp bu
labirentlerle örülü kentin bir başka sokağına, bir başka zamanına götürecekti.
Bir başka düşün,
bir başka hüznün zamanına...
Onunla birlikte
sabah güneşi de gidecekti, o güneşin aydınlığı da...
Gecenin
karanlığını güzelliklerinin ışığıyla aydınlatan kızlar da...
Bir gölgesi
kalacaktı yalnızlığının...
Bir gölgesi,
orada her sabah...
BEDEL
Yağmura değdi
elim
buluta, rüzgâra
akşamın
mermerine
uçan kuşa, umuda
sabahın
gamzesine değdi
Saçına değmedi
ruhuna da
değmedi
sabırla
dokuduğum
taşa, hasrete
değdi
Sabrın ücreti
olmaz
ama, bu
karşılıksız
aşkın bedeli ne
idi?
23 AĞUSTOS 2012, BİRGÜN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder