Cemal Süreya’nın “Şık Derviş” olarak tanımladığı şair,
çevirmen, grafik ustası Sait Maden, henüz 19 yaşındadır. Varlık dergisinin 1950
yılında açtığı yarışmada Charles Baudelaire’in “Les Fleurs du mal” (Kötülük
Çiçekleri) kitabından çevirdiği “Moesta et Errabunda” başlıklı şiirle
birincilik ödülünü kazanır.
Sonuçlar açıklanır, şimdi yarışmayı kazananlar ile
röportajlar yapılmasına ve bunların Varlık dergisinde yayımlanmasına gelmiştir
sıra.
Röportajlar için kazananların fotoğrafları de gereklidir
elbette…
Ama Sait Maden, bu tavra karşı çıkacak ve fotoğraf
vermeyecektir.
Varlık’ın “her şeyi” Yaşar Nabi, “Neden?” diye sorduğunda da
Maden’in yanıtı şöyle olacaktır:
“Ben o çeviriyi yüzümün fotoğrafı ile değil, şu kafamın
içindeki beyin ile yaptım. Onun fotoğrafını çekebilecek misiniz?”
Sait Maden, bu tavrını ömrünün sonuna kadar sürdürecektir.
“Yeni Yüzyıl” gazetesinin kültür-sanat sayfasını yönetirken
Maden ile konuşma yapmak istemiştim.
Nitekim konuşmayı yaptık, fakat yukarıda yaşadıklarını
anlatarak bir türlü fotoğraf vermeyi kabul etmiyordu.
Sonunda ikna oldu, fotoğrafını gazete basılmadan önce
görecek ve onlarcasından yalnızca birini seçebilecekti zor bela…
Bugün, genç kuşaklar Sait Maden’in bu ödülünü pek
anımsamazlar.
CHP’ın 1930’lu yılların başlarından 1940’ların sonlarına
kadar verdiği ödüller, yazarlara sipariş üzerine yazdırdığı yapıtlar pek
bilinmez. (Bu da ayrı bir yazı konusu olabilir.)
Örneğin 1942'de verilen CHP Roman Ödülü…
1942
yılında 1928'den sonra çıkmış ve harf devriminden sonra yayımlanmış romanlar arasında yapılan yarışmada Halide Edip Adıvar'ın “Sinekli Bakkal”ı (1936) birinci, Yakup
Kadri Karaosmanoğlu'nun “Yaban”ı ikinci, Abdülhak Şinasi Hisar’ın “Fehim Bey ve Biz”i (1941) üçüncü olacaktır.
Fakat
1946'da yapılan şiir yarışması ise her zaman anımsanacaktır.
1946’da
bir yıl önce yayımlanmış şiirlerin katıldığı yarışmada “Otuz Beş Yaş” şiiriyle
Cahit Sıtkı birinci, “Gâvur Dağlarından Rivayet (Cebbaroğlu Mehemmet)” şiiriyle Attilâ İlhan ikinci, “Çakır'ın Destan'ından” şiiriyle Fazıl Hüsnü
Dağlarca üçüncü
seçileceklerdir.
Bir dönem öyküler de yazan, “Seçilmiş Hikâyeler” ve “Dost”
dergisi ile yayınlarının sahibi Salim Şengil’in 1938 yılında Cumhuriyet Halk
Partisi Hikâye Yarışması’nda birinci olduğu ise pek bilinmez.
Bir de kazanıldığı halde, ödül koyucunun vermekten vazgeçtiği
ödüller vardır.
Bunlardan biri Yaşar Kemal’in başından geçmiştir.
1953-1954 yıllarında “Cumhuriyet”te dizi olarak yayımlanan
Yaşar Kemal’in “İnce Memed” romanı, 1956’da “Varlık” dergisinin koyduğu ilk roman
ödülünü alır.
Ödül, o zamanın parasıyla bin liradır.
Fakat ödül açıklanınca kıyamet kopacaktır.
Oysa yarışmanın seçici kurulunda Yakup Kadri, Nurullah Ataç,
Reşat Nuri Güntekin, Ahmet Hamdi Tanpınar, Suut Kemal Yetkin gibi seçkin
edebiyatçılar bulunmaktadır.
Dokuz kişilik seçici kuruldan yedisi oyunu “İnce Memed”e
vermiştir.
Ve baskılar yüzünden
Yaşar Nabi, ödülü, bir daha verilmemek üzere kaldırmak zorunda kalacaktır.
Benim de özel bir ödülüm vardır.
2000 yılların başlarında Arif Damar, Cumhuriyet gazetesinin
kültür-sanat sayfasında bir ay önce edebiyat dergilerinde çıkan şiirleri
inceliyor, o şiirlerden birini gerekçeli kararı ilea yın şiiri seçiyordu.
Ödül olarak da tenekeden “sigarette” kutularına koyduğu
tedavülden kalkmış madeni paralardan veriyordu.
Örneğin 2002’de “Adam Sanat”ta “rüya” üzerine çıkan bir şiirimi ayın şiiri
seçmiş ve bir kaç gün sonra da teneke kutu içinde tam dokuz lira, 25 kuruş
göndermişti.
Manevi değeri paha biçilmez bir ödülüm de budur.
SOKAK
Önce yağan kara gülümsedi
Kaçıştı sonra yalın ayak çocuklar
Dikildi durdu işsizin biri
Çıkardı güneşi ceplerinden
Kadındı kursağına girmedi
Kaç gündür sıcak bir şey
Ta Sivas'taki çorbasını
Uzattı bir hasta yattığı yerden
Oda soğuk
Kapı aralıktı
Bir bebek öğrendi karanlığı
Bir uçurtma tellere takılırken
ARİF DAMAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder