İngiltere’de
mayıs ayı başında yapılan milletvekili seçimleri ardından “Guardian” gazetesi parti
liderlerinin edebiyat ile ilgilerini mercek altına aldı.
Öykü
dergisi “Notus”ta Temur Günay’ın Londra’dan bildirdiğine göre Muhafazakâr Parti
Genel Başkanı David Cameron, TV dizileri ve popüler müzik hakkında büyük bir
açık sözlülükle görüş belirtmekle birlikte, sıra kitaplara gelince sessiz
kalmayı tercih ediyor. Gerçi bir defasında şair Robert Graves’in Birinci Dünya
Savaşı anılarıyla “David Copperfield”dan çok etkilendiğini, en sevdiği yazarın da Graham Greene
olduğunu söylemiş, ama Başbakanlık Sarayı’nda bulunan dairesinde çekilen
fotoğraflarda kayda değer bir kitap görünmüyor.
İşçi Partisi’nin liderliğinden istifa eden Ed Miliband’in
de Kennedy ve Roosevelt gibi ünlü siyasetçilerin biyografileri dışında okurken
(ya da en azından elinde taşırken) görüldüğü tek kitap Ilan McEwan’ın kısa
romanı “Sahilde”…
Bütün İngiliz siyasetçileri içinde kitaplara en bağlı
olanı Liberal Demokrat Parti Genel Başkanı Nick Clegg.
“Guardian”a yazdığı
bir yazıda Samuel Beckett’a duyduğu hayranlığı dile getiren Clegg, bir söyleşisinde
de çok roman okuduğunu, en fazla “Suç
ve Ceza”, Guiseppe Tomasi Di Lampedusa’nın “Leopar” ve Marquez’in “Başkan Babamızın Sonbaharı”nı sevdiğini,
Coetzee gibi yazabilmek için çok şey vereceğini belirtiyor.
Hiç
merak ettiniz mi, bizim liderler kitap okuyor mu?
Okuyorlarsa
hangi kitapları?
Kitabı
“bomba” ile bir tutanlar için bu sorular elbette bir anlam ifade etmeyecektir.
Yakın
zamandan bilinen Turgut Özal’ın “Redkit” okuduğu...
Tabii
şiire merakından dolayı Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın şiirini “Necip Fazıl’ındır”
diye okuyanlar da daha unutulmuş değil...
Danışmanlarının
anlattığı kitap özetleriyle yetinenler ise bir kenarda dursun.
En
çok da şuna şaşıyorum ülkeyi, hatta beldeyi idare edenler zaman zaman şairlerle
yazarlarla toplantılar yapıyorlar.
Sormalı
şimdi:
Bir,
şair ya da sanatçının her hali ve tavrından sanata, sanatçıya karşı bir adamın
masasında ne işi olabilir?
İki,
siyasetçinin masasında tespih tanesi misali dizilen şair ve yazarlar, sorun
bakalım o siyasetçi hanginizin bir şiirini ya da romanını okudu?
Görsel
iletişim sayesinde artık gizli-saklı hiçbir şey kalmıyor günümüzde. Mahrem
yaşamlar daha “kamera”lar sayesinde herkesin gözü önünde...
Bırakın
ne okuduğunu açıklamayı hangi liderin elinde bir kitap ya da çalışma odasında
bir kitaplık gördünüz?
Liderleri
okumayan, haydi onlar okumasın; her köşe başını bir yazarın tuttuğu gazetelerin
genel yayın, yazı işleri müdürleri dahi kitaptan yüz çevirmişse halk neden ve
niçin okusun?
“Sadaka”
kontenjanından verilen makarna, pirinç paketleri ile kömür çuvalları üzerinde
yazılanları okuyabilene ne mutlu!
Birkaç
yıl önce kitap fuarında, önünde uzun kuyruklar oluşan genç bir yazarla
tanışmıştım.
Kadın-erkek
üzerine yazdığı kitapları 8-10 baskı yapıyormuş...
Söz
arasında 80’lerde Bekir Yıldız’ın “Aile Savaşları” romanının da büyük ilgiyle
karşılandığını söyledim.
Genç
yazar, hayret gösterdi: “Bilmem mi, Bekir Yıldız, 28 Şubat’ta tanklar yürürken
Sincan’da belediye başkanı idi...”
Cehalet iyidir.
09 TEMMUZ 2015, BirGün
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder