Doğa, sanatı muhakkak etkiler. Ama kimi eleştirmenler
“Doğaya ressamların tablolarından bakarsanız nice saklı güzelliklerini
görebilirsiniz.” der, ki doğrudur.
Kimi Servet-i Fünun şairleri resim yapmayı da
önemsemişlerdir. Örneğin Tevfik Fikret’in resim yaptığı, kimi tabloları için
şiirler yazdığı bilinir.
Bu gelenek Cumhuriyet dönemi şairlerinde de filizini
sürdürür. Nâzım Hikmet, hapishanede resim de yapmıştır.
Bu şair-ressamlara Metin Eloğlu ile Bedri Rahmi
Eyüboğlu’nu da ekleyebiliriz.
Eloğlu, Behçet Necatigil, Melih Cevdet Anday misali
çağdaş şair arkadaşlarının şiirlerinei resimmiştir.
Eyüboğlu ise daha çok kendi şiirlerini tuvale
aktarmıştır.
1940-50’li yılların şiir kitaplarında da resim, daha
doğrusu desen-çizgi egemendir.
Şiir kitaplarının arka kapağında bugün olduğu gibi
şairin fotografisi bulunmaz. Kitapları, yine o yılların ünlü ressamları
çizgileriyle bezemişlerdir.
Fotoğraf meraklısı olan yazarlar olduğu gibi, bir
fotoğrafta asla görünmek isteyenler de vardır. Örneğin Salinger’in hiç fotoğraf
vermediği bilinir.
Geçen yıl yitirdiğimiz grafik sanatçısı ve şair Sait
Maden de kendi fotoğrafının yayımlanmasını istemezdi.
Bir konuşmamızda anlatmıştı.
Maden, 50’li yılların başında “Varlık” dergisinin
açtığı bir şiir çeviri yarışmasında birinci olur. Varlık’ın yöneten Yaşar Nabi,
Maden’den bir fotoğrafını ister, dergide kullanmak üzere...
Sait Maden’in yanıtı şöyle olacaktır:
“Ben o şiiri yüzümdeki ifade ile değil, kafamın
içindeki beynim ise çevirdim. Beynimin fotoğrafını yayımlamak ister misiniz?”
Doğrusu ben de kitaplarımın arkasında fotoğrafımın yer
almasını arzu etmem. Sevdiğim bir ressamın çizgilerine itirazım yoktur.
Sibernetik bir çağdayız. Belleğimizin yerini artık
bilgisayarların belleği aldı. Belleğimiz ucu bucağı olmayan bir fotoğraf
albümüne dönüştü. Bilgisayar belleği ile düşünüyor, yazıyoruz. Herkes kendi
çapında bir fotoğrafçı. Özellikle de kendi fotografisinin “profile”!
Bir de Cemal Süreya gibi
fotografinin şiirini yazan şairler var. Üstadın “Fotoğraf” şiirini bir kez daha
okuyarak, (üzerinde biraz çalışılsa bir roman da çıkar, bir sinema filmi de)
saygılarımızı iletelim:
Durakta üç
kişi
Adam kadın
ve çocuk
Adamın
elleri ceplerinde
Kadın
çocuğun elini tutmuş
Adam hüzünlü
Hüzünlü
şarkılar gibi hüzünlü
Kadın güzel
Güzel anılar
gibi güzel
Çocuk
Güzel anılar
gibi hüzünlü
Hüzünlü
şarkılar gibi güzel
15 MAYIS 2014, BİRGÜN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder