Çocukluğu Yavuz Sultan Selim,
Kumrulu sokakta geçmiştir. O sırada ağabeyi Metin Türel, Galatasaray lisesinde
yatılı okumaktadır. Babası ise onu Robert Kolej’e vermek istemektedir, fakat
iki çocuğu paralı okulda okutacak kadar maddi durumu iyi değildir. Zaten o da
itiraz eder, “Ben paralı okulda okumam” diye…
Vefa lisesinde öğrenimine başlar. O
sıralar hayli haylaz bir çocuktur. Kendi deyişi ile “Olmadık kepazelikler
yapar” ve babası okuldan alarak Eskişehir’e dayısının yanına sürgüne yollar.
Eskişehir’de birden akıllı, uslu bir
çocuk olacaktır, daha sonraki yaşamındaki gibi…
Ve babası da armağan olarak ertesi
yıl onu İstanbul lisesine yazdıracaktır.
Tiyatro yaşamı da İstanbul lisesinde
başlar Molier’in “Zor Nikâh” oyunuyla… Oyunda bir profesörü canlandırdığı için
de adı okulda “Profesör” olarak kalacaktır.
Bütün bunlar geçenlerde yitirdiğimiz
Cüneyt Türel’in çocukluğunun kısa bir özeti olarak okunabilir.
Hastalarına “neşter” ile değil,
gönül güzelliğiyle sağlık aşılayan Kalp ve Damar Cerrahı Doktoru Prof. Nevzat
Doğan, ki benim de dört damarımı ince bir operasyonla değiştirmiştir, ölümünden
çok kısa bir süre önce Cüneyt Türel ile bir konuşma yapıyor. Eşi Ferhan Doğan
da Türel’in son fotoğraflarını çekiyor ve konuşma geçenlerde İstanbul Liseliler
Derneği’nin üç ayda bir yayınladığı “Sarı-Siyah” dergisinde yayınlandı.
Söyleşi Türel’in kamuoyunca pek
bilinmeyen yönlerine değindiği için ayrıca önemli…
İstanbul lisesinde daha sonra bir
“radyo tiyatrosu” yapar. Grundig marka bir teybe Namık Kemal’in “Vatan yahut
Silistre” oyununu okur ve konferans salonunda bütün öğrencilere dinletir.
Bu arada sporla da ilgilenir.
Basketbol oynamaya çalışır, ama beceremez. Taraftarı olduğu İstanbulspor
kümeden düşünce, onun bir rengini muhafaza etmek için Beşiktaş’ı tutmaya
başlar.
Tiyatroda profesyonel yaşamı “Gülriz
Sururi-Engin Cezzar Tiyatrosu”nda başlar. Onu ilk keşfeden de Tuncel
Kurtiz’dir. Lisenin son günleridir, Kurtiz okulun demir parmaklıklarından
aşırarak Gülriz Sururi ile Engin Cezzar’ın önüne atar. İlk oyunu Leonid
Andreyev’in “Aklın Oyunu”nda çok küçük bir roldür.
Tiyatro yaşamında her zaman en
öndedir. Sinema ve seslendirmeyi daha çok geçinmek için yapar. Sinemada Fikret
Hakan, Kadir İnanır, en çok da Tarık Akan’ı seslendirir.
Üniversitede deneysel sosyoloji
okur. Zaman zaman “Keşke sosyolog olsaydım” diye düşündüğü olmuştur. Hocası
Cahit Tanyol’dur, üniversitede kalmak istemektedir. Fakat hocası öyle zor
sorular sorar ki, o da kırılır ve vazgeçer.
Shakespeare’in “III.Richard” oyununda Richard,
Türel’in en çok oynamak istediği roldür.
Oyunun başlangıcındaki dizeler de
Türel’e bir veda armağanı olsun…
“Şimdi zor zamanlarımızın kışıdır
Muhteşem York güneşi tarafından
ortaya çıkarılmıştır
Evimin üzerinden geçen bütün
bulutlar
Okyanusun derin koynuna gömülmekte.”
ŞAİRİN
NOT DEFTERİ
*
Geliri grevdeki “Hey Tekstil” işçilerine verilecek Red Fotoğraf Grubu’nun
“Göz-El Emek Yorum Fotoğrafları Sergisi”, Türkiye Yazarlar Sendikası sergi
salonunda 18 mayısa kadar görülebilir.
*
Füruzan, Sabit Fikir - İstanbul Modern işbirliğiyle düzenlenen
“Sözünü Sakınmadan” söyleşisinde 15 mayısta Semih Gümüş ile Ömer Türkeş’in
sorularını yanıtlayacak.
*
Ruhi Su Kültür ve Sanat Derneği
- Mimar Sinan Güzel Sanatlar
Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen etkinlikte bugün saat 20.00’de Ruhi Su
Dostlar Korosu eski şeflerinden Emin İgüs’e eşlik edecek.
10 MAYIS 2012, BİRGÜN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder