8 Kasım 2012 Perşembe

AÇLIK GREVİ


Bunca yıldır aynı sancı:
Gerçekten demokratik bir ülkede
kanat açmasaydı kalemi şairlerin
yazarların yelkeni olmasaydı kâğıt
umudun adı umut olarak
yer alır mıydı sözlüklerde
sevincin adı sevinç olarak
özgürlüğün adı özgürlük olarak

İşte o zaman tükenirdi yasal olanaklar

Ama bunca yıldır aynı sancı:
Bunca yıldır yazarlar niye ve niçin
cezaevi parmaklıklarını
kalem niyetine kullandılar
şairler niye durdu mahpushanelerin
demir kapıları önünde
sözcükler her dilde özgür mü
diye sorulduğunda, o zaman
tedavülden kalkacak açlık grevleri

Soruldu şaire: Nasıl katkı sağlar
açlık grevleri bir halklara?

Dedi şair: Halklar da şairler gibi
“vicdan”ın farkına vardığı zaman...

Halklar da bilincine vardığında
halk olduğunun
düşünceye özgürlüğün
kendi özgürlüğü olduğunun
her cumartesi annesinin
kendi annesi olduğunun
her açlık grevine yatanın
kendi çocuğu olduğunun
dedi: insanın insan olduğunun...

Şimdi ve şu anda: “ölüm”e
asla geçit verilmemesi mi?

Acilen gerçekleştirilmesi
“vicdan”ın sesini dinleyip
açlık grevlerinin bitirilmesi mi?

Mümkündür, çünkü haksızlık çürümüştür

Açlık, şantaja barikattır çünkü…
ana dile hakikat, halka ve hakka dikkattir

Bu yeter, her akşam kararan ışıkları
aydınlık ufuklara taşımaya...

Soruldu şaire: Sen de yer alır mısın
herhangi bir açlık grevinde?

Dedi şair: Ben hiç ayrılmadım ki
ustam olan şairlerin izinden

- Öpmesin ölüm bir daha
gözyaşları kuruyan o gözleri...

08 KASIM 2012, BİRGÜN

Hiç yorum yok: